Utangaç Melekler

Kızarması gibiydi baharla zerdalilerin
Utangaç yanaklarımız!
Derin kıpırtılarla
Gizlenir de tülün ardına akşamüstleri
Dönenleri izlerdiniz!
Karasevda dedikleri değildi belki
Duyduğumuz yürek acısı
Kumral bıyıklı delikanlıya!
Ne vakit uzaktan görseniz
Yer sarsılırdı ayaklarınız altında
Kıvılcımlanırdı gözleriniz!
Ve biz;
Tan renkli zerdalileri hatırlardık
Utangaç yanaklarınızın
Geceye vuran gölgesinde!

Yel üfürdü sel götürdü!
Taştı köpürdü, vurdumduymazlık kazanı!
Masal adalarına sürgün ettik
Gizemi, gizliyi
Utanmayı, sandık odalarına kilitledik!
O Tanrısal mevsimi,
Bir varmış bir yokmuşlarla anıyoruz şimdi!

Ve siz,
Göksel adalardan gelen utangaç melekler
Kayan yıldızlarla iniyorsunuz geceleri
Sabahları serin meltemlerle
Varsın az olsun sayılarınız
Yıkayıp arıtıyorsunuz yoz gönüllerimizi
İyi ki varsınız öpülesi ellerinizle!
Biz hep hatırlayacağız sizi
Yere eğik kirpiklerinizi
Zerdali renkli utangaç güzelliğinizi!

Yarınlarda
Yeniden fısıldayacak rüzgar yeni sevdalarını
Gecenin kulaklarına
Senin dudaklarınla.
Barışı, hoşgörüyü
Senin yüreğinle haykıracak özgür dudaklar.
Sen hiç değişme küçüğüm
Hep böyle kal.
Sen hep buğdayı üleş
Ak güvercinler uçur.
Gecenin kara yüzü ışıyacak
Sevda yalazı yüreğimle
Ah ne çok yağmur gözlerin…